Demokrasi, Değişim ve Kardeşlik kurultayı olarak ifade edilen CHP’nin 35. Kurultayı; CHP’de beklenen değişim ve yenilenmeyi sağlanabilecek mi?

Kurultayın birinci gününde ne yazık ki böyle bir hava yoktu…

Kılıçdaroğlu’nun konuşması ise klasik grup konuşmalarını aşan bir konuşma değildi…

Özellikle yeniden bir “umut” ve “coşku” yaratılmasını bekleyenlerde bir hayal kırıklığı yarattı…

***

Kılıçdaroğlu, coşkusuz ve heyecansız bir kalabalığa hitap etti…

Kılıçdaroğlu’nun tek genel başkan adayı olarak girdiği kurultayda, büyük bir Kılıçdaroğlu rüzgarı yoktu…

Kurultay delegeleri ve örgüt Kılıçdaroğlu’na tam destek vermesine rağmen; bu destekte coşku, heyecan ve umut yoktu…

***

Herkes Kılıçdaroğlu’nun ilk genel başkan olduğu kurultayı gözünü getirsin…

O kurultaydaki coşku ve heyancanla bu kurultay salonunu göz önüne getirsin…

Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu çok iyi düşünmesi gerekir….

O günden bu güne ne olduğunun hesaplaşmasını yapması gerekir…

****

Demokrasi kurultayı olduğu iddia edilen kurultayda demokrasi katledildi…

Murat Karayalçın çok kötü ve başarısız bir divan başkanlığı sergiledi…

Özellikle tüzük değişikliği maddelerini bir oldu-bittiye getirmek isteyen Karayalçın’a tepkiler yükselince yeniden oylama yapmak zorunda kaldı…

Kimin delege olduğu ve kaç delegenin olduğu belli olmayan bir ortamda tüzüğü çiğneme pahasına Murat Karayalçın tüzüğün değişiklik maddelerini geçmiş saydı…

***

Girdiği her seçimi kaybetmiş ve Ankara Büyükşehiri İ.Melih Gökçek’e hediye etmiş Murat Karayalçın’dan CHP daha ne bekliyor acaba?

İçinde yer aldığı DYP/Tansu Çiller hükümetlerinden halka karşı ve halk düşmanı uygulamalarla SHP’yi bitiren Karayalçın’dan daha CHP ne bekliyor acaba?

Birinci SHP’yi çürütüp bitiren ve %19’un üzerinde oy alan SHP’yi bırakıp kaçmak için Deniz Baykal’ın CHP’sine katan Murat Karayalçın’dan CHP daha ne bekliyor?

***

CHP kurultay delegeleri neyi oyladığını bile bilmeden divanın oldu bittisiyle tüzük değişikliğini onayladı…

Artık; Tüzük değil Kemal Kılıçdaroğlu belirleyecek kaç genel başkan yardımcısı olacağını…

Artık; hakim denetiminde olmayan ve MYK’nın keyfine kalmış “eğilim yoklamaları”da ön seçim yapılmış gibi kabul edilecek…

Artık; 1 yasama yılı dolmadan yapılacak erken seçimlerde ön seçim hiçbir yerde yapılmayacak…

***

6 ay içinde bir tüzük kurultayı yapılacağı söyleniyor…

O zaman bu acele ve telaş niye?

Niye değişimler için kapsamlı tüzük kongresi beklenmiyor?

Yoksa olması büyük ihtimal olan sonbaharda yapılacak erken seçime şimdiden önlem mi alınıyor?

***

Seçimler çarşaf listeyle olacak?

Kimler genel başkanın “anahtar listesinde” olacak?

Kılıçdaroğlu MYK ve PM’den kimleri dışarıda bırakacak, kimleri listesine alacak?

Salonda en çok merak edilen sorular bunlar…

***

Kılıçdaroğlu tek genel başkan adayı…

Mustafa Balbay imza toplayamadı…

Umut Oran ve Muharrem İnce ise adaylık yarışından baştan çekildiler…

Ve Kılıçdaroğlu 1100’den fazla imza ile genel başkan adayı oldu…

***

Kılıçdaroğlu’nun kimsenin adaylık için imza bulamadığı bir ortamda 1100’den fazla imzayla adaylık başvurusu hiç’te “etik” bir şey değil…

Kılıçdarğlu’nun “yalakalık” için yapılan bu davranış hem çirkin hem de tehlikeli…

Çirkin; çünkü parti içi “rakip”lerini ezmeye yönelik bu davranış…

,

Tehlikeli; Kılıçdaroğlu 1100’den fazla oyun altında oy olursa bu kez parti içi muhalefet imzaların “baskıyla” alındığını iddia edecek…

***

Zaten salonda genel başkan adayı çıkaramayan ekiplerin Kılıçdaroğlu’na “boş oy” vermesi çalışması yapılıyordu…

Divan genel başkanlık seçimi için 2 saat ara verdi…

Herkes restoranlara; parti meclisi kulislerine yöneldi…

Nasıl olsa “tek aday” diye gelip oy kullanmayacak delegeler de var…

Böylece “yalakalık” için divana verilen imzalar şimdi dönüp Kılıçdaroğlu’nu vuracak…

Sonuçta öyle de oldu ;Kılıçdaroğlu’na oy vermeyen 248 delege var…

Kılıçdaroğlu divana verdiği imza kadar oy alamadı…

***

Umut bir daha ki kurultaya mı?

Yoksa Kılıçdaroğlu yeni Parti Meclisi yapılanmasıyla ve eski yapıyı ortadan kaldırarak CHP’de umutları yeniden yaşatacak bir hamle yapacak mı hep birlikte göreceğiz…