Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından ‘tabiat anıtı’ olarak tescillenen ve Mut ilçesine 35 kilometre mesafede yer alan Yer Köprü Şelalesi, 30 metre yükseklikten dökülen şelalesi, turkuaz rengi gölü ve etkileyici doğasıyla ziyaretçilerine görsel şölen sunuyor. Sıcaklığın 40 dereceyi bulduğu bu günlerde bölge, serinlemek isteyen doğaseverlerle dolup taşıyor. Şelaleye ulaşmak için yaklaşık 2 kilometrelik yürüyüş yolunu kullanan ziyaretçiler, seyir terasında eşsiz manzarayı izleme fırsatı buluyor.

Mersin’in Ayasofya’sı olarak biliniyor

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan ve erken Hristiyanlık döneminin önemli yapılarından biri olan Alahan Manastırı da bölgenin dikkat çeken tarihi değerleri arasında yer alıyor. Milattan sonra 440-442 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilen yapı kompleksi, biri yıkılmış iki kilise, vaftizhane, keşiş odaları ve hamam yapısıyla ziyaretçilerini adeta tarihi bir yolculuğa çıkarıyor.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif’e benzer mimarisi ve süslemeleriyle "Mersin’in Ayasofyası" olarak da anılan manastır, Hristiyanlığın hac yollarından biri olması dolayısıyla da ayrı bir öneme sahip. Doğu ve batı bölümleri sütunlu bir yürüyüş yoluyla birbirine bağlanan manastır, 17. yüzyılda ünlü seyyah Evliya Çelebi tarafından da ziyaret edildi. Çelebi, Seyahatnamesnde Alahan Manastırını, "Ustasının elinden yeni çıkmış gibi duruyor" sözleriyle tanımlamıştı.

Ziyaretçiler hayran kaldı

Bölgeye gelen ziyaretçilerden Mersin Üniversitesi Prof. Dr. Deniz Ayas,, Yer Köprü Şelalesini ilk kez gördüğünü belirterek, "Buradaki biyolojik çeşitliliğe hayran kalmamak mümkün değil. Kara yosunları, eğreltiler ve doğu çınarlarıyla çok zengin bir nehir ekosistemi var. Burası sadece görsel değil, bilimsel olarak da eşsiz bir alan" dedi.

Alahan Manastırındaki detayların da dikkatini çektiğini ifade eden Ayas, "5’inci yüzyıldan kalma bu yapı, hem mimarisi hem sembolleriyle oldukça etkileyici. Bu tür yapılar, erken Hristiyanlık tarihi açısından da çok değerli" diye konuştu.

Ziyaretçilerden Azra Gündoğdu ise "Denizcilik öğrencileri olarak doğayla iç içe olmak bizim için çok önemli. Gördüğümüz doğal ve tarihi zenginlikler bize unutulmaz bir anı yaşattı" ifadelerini kullandı.